Tam Mükellef ve Dar Mükellef Arasındaki Fark Nedir?
- 12 Haziran 2021
- 3951 Kez Okundu
Tam mükellef ve dar mükellef arasındaki fark bu yazımızın konusu olacaktır.
Tam ve dar mükellef kavramları, gelir vergisinin tarafı olan gerçek kişiler veya Kurumlar vergisinin tarafı olan kurumların, elde ettikleri kazançların vergilendirilmesinin mekansal olarak sınıflandırılmasını sağlamaktadır.
Bir başka değişle, tam ve dar mükellefiyet gerçek veya tüzel kişilerin, Türkiye sınırları içerisinde veya yurt dışında elde edilen gelirlerin ne şekilde vergilendirileceğini belirlemektedir.
Kelime anlamlarından da anlaşılacağı üzere, tam mükellefiyet dar mükellefiyete göre daha geniş bir vergilendirme alanını kapsamaktadır.
Şiimdi, bu iki kavramı ayrıntılı olarak inceleyelim.
Tam Mükellef ve Dar Mükellef Arasındaki Fark
Tam mükellefler, hem yurt içinde hem de yurt dışında elde ettikleri gelirlerden dolayı vergiye tabi tutulan gerçek kişi veya kurumlardır.
Dar Mükellefler ise sadece Türkiye’deki kazançları üzerinden, gelir veya Kurumlar Vergisine tabi olurlar.
Unutulmamalıdır ki, gerçek kişiler kazanç ve iratları dolayısıyla gelir vergisine, Kurumlar Vergisi Kanun’u kapsamına giren kurumlar ise kurumlar vergisine tabi tutulurlar.
Ayrıca, ileride de bahsedeceğimiz üzere; kurumlar vergisi kapsamındaki kurumlar, sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, derneklere ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ve iş ortaklıklarıdır.
Gelir Vergisi Açısından Tam Mükellef ve Dar Mükellef
Gelir vergisi açısından tam mükellefiyet, bir gerçek kişinin, Türkiye’de veya yurtdışında elde etmiş olduğu gelirler dolayısıyla gelir vergisine tabi olmasıdır.
Gelir Vergisi Açısından Kimler Tam Mükelleftir?
Türkiye’de Yerleşmiş Olanlar:
- İkametgahı Türkiye’de bulunanları ifade etmektedir. (GVK: Md:3)
Türkiye’de Yerleşmiş Sayılanlar:
- 1 Takvim yılı içerisinde Türkiye’de 6 aydan fazla bulunanlar. (GVK: Md. 4)
- Geçici ayrılmalar 6 aylık süreyi bozmamaktadır.
- Bazı durumlarda da gerçek kişiler Türkiye’de 6 aydan fazla bulunsalar dahi, Türkiye’de yerleşmiş sayılmazlar. Bunlar,
- Belli ve geçici görev veya iş için Türkiye’ye gelen iş, ilim ve fen adamları, uzmanlar, memurlar, basın ve yayın muhabirleri ile tahsil, tedavi veya istirahat amacıyla gelenler.
- Tutukluluk, hükümlülük veya hastalık gibi elde olmayan sebeplerle, Türkiye’de mecburen bulunanlardır. (GVK. Md. 5)
Resmi Daire ve Müesseselere veya Merkezi Türkiye’de Bulunan Girişimlere Bağlı Olup, Buralardaki İşleri Dolayısıyla Yurtdışında Olanlar
- Bu durumdaki kişilerin elde ettikleri kazançlar, bulundukları ülkede gelir vergisi ve benzeri vergiye tabi tutulmuş ise Türkiye’de tekrar gelir vergisine tabi tutulmaz.
- Aksi takdirde çifte vergilendirme söz konusu olur.
Gelir Vergisi Açısından Kimler Dar Mükelleftir?
Türkiye’de yerleşmiş olmayan veya yerleşmiş sayılmayan gerçek kişiler, sadece, Türkiye’de elde ettikleri gelirler dolayısıyla gelir vergisine tabi tutulurlar.
Türkiye’de yerleşmiş olmayanlar için,
A. Ticari Kazançlarda
- Kazanç sağlayan kişi Türkiye’de işyerinin olması ya da daimi temsilci bulunduran gerçek kişiler dar mükelleftir.
- Gelirlerini bu yerler veya temsilciler aracılığıyla yaparlar.
- Ancak, bu kişiler satın aldıkları malları ya da imal ettikleri ürünleri Türkiye iç piyasasında satmayıp, doğrudan yurtdışına satıyorlarsa Türkiye’de gelir vergisine tabi tutulmazlar.
B. Zirai Kazançlarda
- Zirai faaliyetleri dolayısıyla Türkiye’de zirai kazanç elde eden gerçek kişiler dar mükelleftir.
C. Ücretlerde
- Türkiye’de hizmet icra eden ve bu hizmet karşılığındaki ödemesini de Türkiye’de yerleşik bir hizmet alıcısından alan gerçek kişiler dar mükelleftir.
- Ancak, hizmet karşılığında yapılan ödemeler yurtdışından yapılmış olmakla birlikte Türkiye’de yerleşik bir hizmet alıcısı namına yapılıyor ve hizmet alıcısı karından ayrılıyorsa, yine Türkiye’de ödenmiş sayılır. (GVK:Md.7)
D. Serbest Meslek Kazançlarında
- Türkiye’de serbest meslek faaliyeti yapan ve bu faaliyet karşılığındaki ödemesini de Türkiye’de yerleşik bir alıcıdan alan gerçek kişiler dar mükelleftir.
- Ancak, serbest meslek faaliyeti karşılığında yapılan ödemeler yurtdışından yapılmış olmakla birlikte Türkiye’de yerleşik bir alıcı namına yapılıyor ve bu alıcı karından ayrılıyorsa, yine Türkiye’de ödenmiş sayılır. (GVK:Md.7)
E. Gayrimenkul Sermaye İradı
- Türkiye’de bulunan bir gayrimenkul dolayısıyla, Gayrimenkul Sermaye İradı elde eden gerçek kişiler, yine bu iradın ödemesini Türkiye’de yerleşik bir kişi veya kurumdan alıyorlarsa, dar mükellefiyet kapsamına girerler.
- Ayrıca, Ücret ve SMK de olduğu gibi yurtdışından yapılan ödemeler, Türkiye’de yerleşik bir kişi / Kurum namına yapılması ve bunların karından ayrılması gerekmektedir.
F. Menkul Sermaye İradı
- Sermayelerini Türkiye’de yatırarak menkul sermaye iradı elde eden kişiler dar mükelleftir.
G. Diğer Kazanç ve İratlarda
- Diğer kazanç ve iradı Türkiye’de ifa eden ve karşılığını Türkiye’de alan gerçek kişiler dar mükelleftir.
- C. D. E. maddelerindeki Yurtdışından yapılan ödemelerdeki özel durum, burada da geçerlidir.
Kurumlar Vergisi Açısından Tam Mükellef ve Dar Mükellef Arasındaki Fark
Yazımızın bu bölümünde de Kurumlar Vergisi Açısından Tam Mükellef ve Dar Mükellef Arasındaki Fark nedir inceleyelim.
Konuya geçmeden önce Kanuni merkez ve iş merkezi tanımlarını yapmakta fayda bulunmaktadır.
Kanuni merkez : Kurumların, kuruluşlarında, esas sözleşmelerinde ya da tüzüklerinde gösterilen merkezdir.
İş Merkezi : İş bakımından yapılan işlemlerin fiilen yapıldığı ve yönetildiği merkezdir.
Kurumlar Vergisi Açısından Kimler Tam Mükelleftir?
Aşağıda sayılan Kurum ve kuruluşlardan Kanuni veya iş merkezleri Türkiye’de bulunanlar Tam mükelleftir. (KVK. Md. 3)
- Sermaye Şirketleri
- İktisadi Kamu Kuruluşları
- Derneklere ve Vakıflara ait İktisadi İşletmeler
- İş Ortaklıkları
Bu kurum ve kuruluşlar Türkiye’de ve yurtdışında elde etmiş oldukları kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler.
Kurumlar Vergisi Açısından Kimler Dar Mükelleftir?
Kurumlar vergisi açısından dar mükellef, yukarıda sayılan kurumlardan, kanunu veya iş merkezlerinin ikisi de Türkiyede bulunmayanlardır.
Bu kurumlar, faaliyetlerini Türkiye’deki daimi temsilcileri ya da iş yerleri vasıtasıyla yaparlar.
Bunlar sadece, Türkiye’de elde etmiş oldukları aşağıdaki kazançları üzerinden Kurumlar vergisine tabidir.
- Türkiye’de bulunan zirai işletmelerden kazançlar
- Türkiye’de elde edilen serbest Meslek Kazançları.
- Taşınır ve taşınmazları ile haklarını Türkiye’de kiralayarak elde edilen kazançlar.
- Türkiye’de elde edilen Menkul Sermaye İratları.
- Türkiye’de elde edilen diğer kazanç ve iratlar.
Ancak, bu kurumların Türkiye’de işyerleri veya kanuni temsilcileri olsa dahi elde edecekleri ticari kazançlarda;
- İhraç edilmek üzere Türkiye’den satın aldıkları malları doğrudan yurt dışına satarlarsa, bu kazançlar Türkiye’de elde edilmiş sayılmaz.
- Türkiye’de satıştan kasıt, alıcı ve satıcıların her ikisinin de Türkiye’de bulunması veya satış sözleşmesinin Türkiye’de yapılmasıdır.